Köylü Kurt / Düşler Parkına Yolculuk -FABL-
Yazar notu:
Toplum ve doğa arasında şimdiye kadar
süregelen ilişkiye aykırı olarak, son zamanlarda doğa, 'gelişmiş bir yaşam'
kavramına eşdeğer görülerek kültüre bağımlı hale gelmiştir. Fakat kültür,
evrimi korumak için yeterince gelişmiş değil. Hayvanat bahçeleri, gezegendeki
hayata son verilmesinin, hayvan türlerinin yok edilmesinin ve insanın iktidar
patolojisinin kontrolden çıktığının bir göstergesidir. İnsanın, doğal hayat
üzerinde hakimiyet kurma arzusunun bir sonucu olarak oluşturulan hayvanat
bahçeleri, en başta gelen güç ilişkisi belirtisidir. Kısacası:
Yemyeşil yeşilliklerin içinde ürkütücü dev
kafeslere kapatılmış gözleri dolu dolu bakan masum hayvanların yeri
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
''Kurt kardeş seni buraya nasıl getirdiler,
nasıl düştün bu günah kuyusuna?''
''Hiç sormayın a dostlar, bir de bana ulu
derler, bir de bana evcilleştirilemez derler, bir de kandırılamaz derler,
görüyorsunuz değil mi? Nasıl da düştüm buralara, ögh ögh. Neyse size buraya
nasıl düştüğümü anlatayım dostlar:
İnsanlar ormanlarda dört gezerken, bir gün
içlerinden biri kurtla karşılaşmış.Hasta ve çok zayıflamış olan kurt,ayakta zor
durabiliyormuş. İnsan kurdun bu haline çok üzülmüş."Ne kadar kötü
görünüyorsun böyle kurt kardeş?"demiş."Herkes bizi düşman bilse
de,biz uzaktan akrabayız.Doğrusu sana yardım etmek isterim."
"Hiç sorma." demiş
kurt."Ağır bir hastalığa yakalandığım için uzun süre avlanamadım. Şimdi
iyileştim ama bir av yakalayacak kadar gücüm kalmadı artık.Ben de böyle aç
susuz dolaşıyorum artık."
"Sen hiç üzülme."demiş insan.
"Ben sana yardım edeceğim. Bu akşam şahane bir etkinlik var. Ben seni
güzelce beslerim"
Birkaç gün boyunca insanlar tarafından
beslenen kurt, sonunda kendini toparlayıp eski kuvvetine kavuşmuş.Teşekkür edip
vedalaşmak için insanların son kez yanına gitmiş ''Teşekkür ederim, bir de size
zalim derler, bundan sonra arkanızdan zalim diyenlerin kafasını koparacam vallahi.
Neyse artık eve yolculuk başlasın, yol uzun efendiler. Sizlere de yük oldum
hakkınızı helal edin, haydin selametle
Sinsi insanlar hemen kafalarında planı
kurmuşlar, kurdu sessizce etkisiz hale getirip, hayvanat bahçeye yeni bir üye
daha eklemiş olacaklardı. Ee sonuç olarak kurdun güvenini de kazanmışlardı,
artık onu kıskaca almışlardı bile...
''Olur mu öyle şey kurt kardeş, bu kadar
karnını doyurduk, ısrar istemiyoruz evine kadar seni biz bırakacağız. Yoksa
darılız vallahi..
Kurtta eymiş boynunu, büyük bir sükunetle
kabul etmiş..
''Kabul ettikte ne oldu işte, geldik
buralara dostlar, ahh dostlar, ahh!!'' diye başlamış ağıt yakmaya.. Haliyle
hayvanat bahçesi yetkilileri de rahatsız olmuş bu sesten.
''Kurt efendi, kurt efendiiii. Bi kes artık
şu ulumaları da ziyaretçiler korkutuyorsun, yoksa gelir şaplak ha!!''
Şaplak da neyin nesi? Ha durun biliyorum
size de açıklıyayım kısaca: Şaplaklama, hayvanların çok ses çıkardıklarında
veya ziyaretçileri korkuttukları zaman aldıkları cezaya verilen isim. Popo
kısımlarına kırbaç darbesi aldıkları bir ceza olduğu için yetkililer tarafından
şaplaklama olarak tanımlanmıştır.
Kurt umursamaz bir şekilde ağıdına devam
etti, üstelik bir şiirle de taçlandırdı bu ağıdını:
Yorumlar
Yorum Gönder